Merhaba
Bilgisayarlarla etkileşim kurmak için 1940’lardan beri farklı yöntemler deneniyor. Hepimizin kullandığı klavye ve farelere son dönemde dokunmatik ekranlar ve sesli komutlar eşlik etmeye başladı. Bilgisayarlarımız artık sesimizi algılamada çok fazla sıkıntı yaşamıyor ancak bizi görmek konusunda aynı başarıya sahip değiller.25 yıl önce Microsoft için konuşma algılama programını geliştiren ve Cortana gibi Microsoft’un önemli ürünlerinin oluşturulmasına önayak olan araştırmacı Xuedong Huang görüntü algılama teknolojisinin aynı oranda gelişmediğini ve 1970’lerde takılıp kaldığını söylüyor.
Kavram eşleştirme yerine parçalar algılanıyor
Eskiden hem ses hem de görüntü algılamada kullanılan kavram eşleştirme yöntemi, ses algılama sistemlerinde uzun süre önce terk edildi. Artık bu sistemler bir kelimenin telaffuzunu bir kavramla eşleştirmek yerine konuşan kişinin çıkardığı her bir sesi ayrı ayrı algılayıp bunları birleştirerek söylenileni anlamaya çalışıyor. Böylece ses çok daha detaylı şekilde analiz edilebiliyor ve telaffuz farklılıkları bir kelimenin algılanmasına eskisi kadar engel olmuyor.
Kinect oyun konsolu ile görüntü algılama teknolojisini milyonların hayatına dahil eden Microsoft, ses algılamada kullanılan yöntemi görüntü algılamaya aktardı. Handpose adı verilen sistem sayesinde artık bilgisayar insan elini tek bir bütün olarak değil, pek çok farklı parçadan oluşan bir cisim olarak algılıyor. Böylece elin aldığı her farklı şekle uygun anlamlar yüklenerek çok daha hassas ölçüm yapılabiliyor. Bu da çok küçük dijital objelerin bile görüntü algılama teknolojisi ile kontrol edilebilmesine olanak sağlıyor.
Dokunma hissine ihtiyaç duyulmuyor
Handpose’u geliştiren araştırmacılar ayrıca ilginç bir durumu da keşfetti. El algılama yöntemiyle sanal ortamda cisimlere dokunan kullanıcıların, gerçek dokunma hissi olmadığı için buna adapte olamayacağını düşünen araştırmalar, kullanıcıların oldukça akıcı bir şekilde hareket edebildiğini gördü. Görsel ve işitsel geri dönüşler kullanıcılarda bir gerçeklik algısı oluşturmak için yeterli oluyordu.
Yine de araştırmacı Hrvoje Benko gelecekte sanal gerçekliğin git gide daha gerçekçi bir hal almasıyla insanların dokunma hissini arayacaklarını tahmin ediyor. Bunun için farklı çözümler üzerinde duran araştırmacılar, kullanıcının sadece bir kaç objeye dokunarak çok daha fazla benzer objeyi sanal ortamda kullanabilmesi fikri üzerinde duruyorlar. Örneğin küp şeklinde tek bir blok kullanıcı tarafından sanal bir ortamda defalarca kullanılarak eşdeğer küp bloklardan oluşan bir kule yapılabiliyor.
Bu teknolojinin uygulama alanlarının oldukça geniş olduğuna inanan araştırmacılar yakın gelecekte sanal gerçekliğin de yaygınlaşması ile birlikte görüntü algılama teknolojisinin hayatımızda önemli bir yer edineceğini düşünüyor.
Bu sistemi düşük işlemci gücüyle çalışacak şekilde düzenlemeyi başaran araştırmacılar sadece bilgisayarlarda değil, tablet, oyun konsolu ve sanal gerçeklik gözlüklerinde de bu teknolojinin kullanılmaya başlayacağını belirtiyor. Microsoft’un bu teknolojiyi ev sistemlerine adapte etmesiyle, bu alandaki rakipleri Amazon, Apple ve Google’ın bir adım önüne geçebileceği düşünülüyor.
Kaynak : Dünya Halleri